Kas Hafızası ve Pratik

yazar:

kategori:

Bir soloyu, bir licki ya da bir konseri baştan sona hatasız ya da minimum hatayla çalan bir müzisyenin sırrı yeteneğinde midir yoksa çalışma disiplininde mi?

Cevap basit; çalışma disiplini. Pratik, tekrar bu işin yegâne anahtarı sevgili okurlar. Guthrie Govan’ın, John Petrucci’nin ya da Paul Gilbert’in yaptıkları şeyleri “o an aklıma geldi ve yaptım” şeklinde yaptıklarını düşünmüyoruz değil mi?

İnşallah düşünmüyoruzdur.

Bir şeyi ustalıkla, kendimizi çok da kasmadan yapabiliyor olmamızın yolu, onu kas hafızasına öğretmekten geçiyor. Yürürken kollarımızı sallama işini düşünmeden yapıyoruz. Akılsız evlerde ışığı açacağımızda elimizi bilinçli bir farkındalıkla kaldırıp “şimdi anahtara götürmeliyim” demiyoruz, o el anahtara zaten gidiyor. Yine akılsız araba kullananlar manuel vites değiştirme işine başladıkları zamanı bir hatırlasınlar. En başta “debriyajı mı yavaşça kaldırıyoduk, dur 3. vites yukarıda mıydı aşağıda mıydı” derken, bir süre sonra araba kullanırken bunların hiç birini düşünmediğimizi ve hatta araba kullanırken neler neler yaptığınızı bir hatırl…

Kas hafızası beyinde bulunuyor ve tekrar yaptıkça gelişiyor, coşuyor, çağlıyor. Kimileri 1000 ila 30.000 tekrarın, o hareketi “doğal” hale getirdiğini söylüyor. Şimdi ilk Em ya da Am akorunu bastığınız zamanı hatırlayın. Şu anda bu akoru her basışınızda tek tek parmaklarınızı doğru yerlere basmaya dikkat ediyorsanız, yeterince tekrar yapmamışsınız demektir. Ama bir barda, cafede ya da sosyal ortamda insanlara müzik yapmak, eşlik etmek için bu akorları çokça bastıysanız, her basış bir kas hafızası pratiği olduğundan, siz bu akorları çoktan doğal birer “jest” haline getirmişsiniz demektir.

İşte bu işini ustalıkla yapan gitarcılar da bu zor şarkıları doğal birer “jest” haline getirene kadar çalıyorlar. Sadece şarkıları mı? Hayır. Daha evvelden çalıştıkları teknikler, lickler, buldukları phraseleri de doğal birer jest haline gelene kadar çalıştıklarından, ürettikleri eserler de bunlardan oluşuyor ve şarkılar daha kısa sürede ortaya çıkıyor. Yani önce çok zor bir şarkı yazıp, sonra o şarkının gerektirdiği tekniklere çalışılmıyor; zaten çalışılmış bir takım hareketler, müzikal vizyonla birleşip o harikulade şeyleri oluşturuyor.

E peki nabıcaz?

Oturup çalışıcaz sevgili okur-çalarlar. “Ben günde 5-10 dakika gitar çalışsam” diyorsanız, bu sürede bir sweep picking lickini 40-50 kere tekrar ettiğinizi düşünelim; 20-25 günde 1000 tekrar yaptı bile. Yok ben oturup günde 1 saatimi buna ayırırım diyosanız, günlük tekrar sayısı 200 civarına çıkar ve siz 4-5 günde bu işi kas hafızanıza öğretmiş olursunuz.

Buradan hareketle sizlerle bu hafta YouTube kanalımda bir gitar çalışma rutini videosu paylaşacağım. Beraber deneyelim, bize ne katıyor görelim, daha sonra güncelleyelim, tekrar edelim, sonra aynı döngü tekrar tekrar ve tekrar etsin. İçinde hem ısınma olsun, hem lick olsun, hem farklı teknikler olsun. Ama bu süreçte zorlandığımız bir tekniği seçip ona da odaklanalım. 1 saatin yarım saatini ona ayıralım mesela. Ve bir ay boyunca kas hafızamıza onu doğru bir şekilde öğretelim. Evet doğru bir şekilde. Zira kas hafızası ona ne verirseniz onu öğreniyor. Bu yanlış ben bunu unutayım demiyor. Hatalı yaptığınız bir tekniği o şekilde yazıyor yani belleğe. Burada da kendimizi izlemek, hatalı olup olmadığımızı tahlil etmek ya da birinden profesyonel destek almak mevzuları devreye giriyor ki; bunları başka bir yazıda anlatacağım.

Gitar çalma, pratik yapma, disiplinli olma işi bir hedef değildir. Eğer öyle olursa hedefe vardığınız anda boşa düşersiniz. Gitar çalma, pratik yapma ve disiplinli olma işi bir kimlik meselesidir. Ve kas hafızası sandığımızdan çok daha mühimdir, bizim kırmızı çizgimizdir. (Çizgili kas şakasıydı bu)

Yarın görüşmek üzere.