Satriani mi Vai mi?

yazar:

kategori:

Oğlum deli misiniz, böyle bi kıyaslama yapacak kadar soğudunuz mu müzikten? Dünyada bir şeylerin daha iyi olduğunu söyleyen biri varsa kesinlikle size bir şey satıyordur, net. Aslında yazı burada bitse olur. Ama madem bazı şahısların adını andık, hemen haklarında iki kelam edelim.

Satriani’ye hocaların hocası, Vai’ye türlü türlü şey dendiğini gördük, duyduk, okuduk yıllarca. Bi kere ikisini gitaristlikten önce besteci, müzisyen olarak ele almamız gerekiyor. Çünkü bir çok genç arkadaşın atladığı üzere; dinlediğimiz, adını zikrettiğimiz gitaristlerin hepsi aslında birer besteci, o yüzden biliyoruz adlarını. Müzik yazmamış, yeni bir teknik bulmamış, bir yeniliğe imza atmamış yüzbinlerce hatta belki milyonlarca gitarcıyla beraber bu bir avuç insanı dinliyor ve adlarını zikrediyoruz.

Satriani blues geleneğinden gelen, A+B+A+B+C+B şarkı formunda son derece bağlı, dinlediğimizde içinde kaybolmadığımız, icrasında kendisini ve grubunu çok zorlamayacak bir takım eserler üreten, İtalyan kökenli bir besteci, gitarist. Ben kendisinin hastasıyım. Melodi bulma ustası tıpkı Aşkı Veysel gibi. Belki bu yüzden Türkiye konserinde birilerinin dinlettiği Aşık Veysel’den çok etkilenip, Super Collosal albümüne Aşık Veysel diye bir parça koydu. Ve o kadar iyi anlamış ki Hüseyni ya da Dorian’dan nasıl indiğini Aşık Veysel’in; duyunca insanın tüyleri diken diken oluyor. (Satriani’yi değil, bunca zamandır bu topraklarda yaşamasına rağmen bu müziği Satriani’den duyup “aaaaabi aaaşık veyselll yaaaaaaahhh” diyenleri) Müziği bu kadar iyi anlayıp, bir de üzerine anlatmak muazzam bir özellik. Bir de üzerine harika bir gitarist. Midnight’ta, Always With Me, Always With You’da, The Summer Song’da gitar tekniklerini ne kadar zamanında ve farklı uyguladığını duyabilirken, Searching, Love Thing gibi şarkılarında efektlere bakışının farkını duyuyoruz.

Vai ise daha rock’n roll kültürünün içinde yoğurulmuş, klasik müzik altyapısı da olan bir zat. Şarkı formları Satriani’ye benzese de, çok daha kalabalık bir müzik üretme şekli var. İşin hem bestecilik hem de akrobasi boyutlarında icracılık (olağanüstü yakışıklılık, maşallah) kısmına eğildi kendisi. Herkesle de çaldı maşallah. Frank Zappa’sından, Whitesnake’ine kadar her masada gördük kendisini. Satriani’nin albümünü dinlerken, konsere de ne duyacağımızı bilerek gideriz mesela. Ama bu öyle değil. Albümdeki sound, düzenleme, gitar katmanları vs nasıl yapacak acaba merakıyla bir gidiyorsun konsere, karşına All Star bir ekip çıkıyor. Ve albümde duyduğumuz şeyin üzerine çıkıp, hem işitsel hem de görsel tatmini arşa çıkarıp bırakıyorlar. Vai çok başka gitar çalıyor, efektlere, tona olan yaklaşımı çok ayrı. Besteciliği de öyle keza. For The Love Of God ya da Tender Surrender gibi nispeten benzer bölümlerin tekrarlandığı şarkıları varken; The Crying Machine gibi “abi nası başladı nası bitti” dediğimiz ya da “ya bu çalan şaka mı?” dedirten Ya Yo Gakk gibi eserleri de mevcut kendisinin.

Oğlum baksanıza bunları nasıl kıyaslayacaksın? Biri Amasya elmasıyken diğer Ford Fiesta 2014 1.6 Sol Ön Çamurluk… Ne alakası var yani…

Yazının başında da dediğim gibi, biri size bir şeyin daha iyi olduğunu söylüyorsa size bir şey satıyordur. Eğer bunu Vai ya da Satriani söylemiyorsa; bunu söyleyen kişi size içerik izletmeye çalışıyordur. Etmen guzum, düşmen böyle şeylere. Böyle şeylerin peşine düşeceğinize, gidip ikisinden de birer albüm dinleyin, ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışın FALAN ( 2025’te verdiğim tavsiyeye bak)

Yarın görüşmek üzere.